NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ مُرَّةَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
الْحَارِثِ
عَنْ طُلَيْقِ
بْنِ قَيْسٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ قَالَ
كَانَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَدْعُو
رَبِّ
أَعِنِّي وَلَا
تُعِنْ
عَلَيَّ
وَانْصُرْنِي
وَلَا تَنْصُرْ
عَلَيَّ
وَامْكُرْ
لِي وَلَا
تَمْكُرْ
عَلَيَّ وَاهْدِنِي
وَيَسِّرْ
هُدَايَ
إِلَيَّ وَانْصُرْنِي
عَلَى مَنْ
بَغَى
عَلَيَّ
اللَّهُمَّ
اجْعَلْنِي
لَكَ
شَاكِرًا
لَكَ ذَاكِرًا
لَكَ
رَاهِبًا
لَكَ
مِطْوَاعًا
إِلَيْكَ
مُخْبِتًا
أَوْ
مُنِيبًا
رَبِّ
تَقَبَّلْ
تَوْبَتِي
وَاغْسِلْ
حَوْبَتِي
وَأَجِبْ
دَعْوَتِي
وَثَبِّتْ
حُجَّتِي
وَاهْدِ
قَلْبِي
وَسَدِّدْ لِسَانِي
وَاسْلُلْ
سَخِيمَةَ
قَلْبِي
İbn Abbas (r.a.)'den;
demiştir ki:
Resulullah (s.a.v.) şu
sözlerle dua ederdi:
"Ey Rabbim! (Sana
ibadet ve şükürde ve düşmanlarına karşı) bana yardım et, benim aleyhimde (olan şeytana)
yardım etme. Düşmanlarıma değil, bana yardım et. Bana değil, aleyhimde olanlara
tuzak kur. (Azabını bana değil, düşmanlarıma indir). Bana doğru yolu göster ve
hidayetini nasib et. Bana düşmanlık yapanlara karşı bana yardım et.
Ey Allah'ım! Beni sana
şükreden, seni zikreden, senden çekinen, sana çok çok ibâdet eden, sende huzur
bulan -veya sana dönen- biri kıl.
Ey Rabbim! Tevbemi kabul
et, kusurlarımı yıka (yok et), duamı kabul et, delilimi sağlam kıl, kalbime
hidâyet ver, dilimi doğrult, kalbimin haset ve kinini çıkar."
İzah:
İbn Mace, dua; Tirmizî,
deavat; Ahmed b. Hanbel, I, 227.
Hadis-i şerif oldukça
açık olmakla beraber bir kaç noktaya
işarette fay(ja vardır: Hz. Peygamber bu duasında daha çok Cenab-i
Hakk'm yardımını istemiş aleyhinde olanlara yardım etmemesini de özellikle
zikretmiştir. Efendimizin "Bana değil, benim düşmanlarıma tuzak kur"
niyazından maksat, Allah'ın belâsını düşmanları üzerine havale etmektir. Çünkü
tuzak bir hile ve kandırmadır. Allah azze ve celle bundan münezzehtir. Burada
tuzağın lâzımı kast edilmiştir. "Bana düşmanlık yapanlara karşı bana
yardım et" diye terceme ettiğimiz cümle sarihler tarafından "hakkı
kabul etmekten kaçınan İslama karşı büyüklük taslayan" veya "bana
savaş açan" diye izah edilmiştir. Terceme ikinci manaya göre yapılmıştır.
“Sende huzur bulan''
diye terceme ettiğimiz sözünün "sana boyun eğen", "korku ve umut
arasında olan" şekillerinde anlaşılması da caizdir. Çünkü mevzu bahs olan
kelimenin bu mânâlara ihtimâli vardır,
"Delilimi sağlam
kıl" sözünden maksat da dünyada sözümü ve imanımı kabirde münker ve nekir
meleklerine karşı cevabımı sağlamlaştır demektir.